Ana içeriğe atla

Shincheonji İçinde Yaşadığım Trajikomik Olaylar

 Death Note mangasını bilmeyen yoktur heralde. Yagami isimli karakter Dünya'da ki hırsızların, tecavüzcülerin, kötü insanların adını deftere yazarak onların ölmesini sağlıyor. Lee Man Hee, bu kitabın Life Note versiyonunu yapmış. Deftere adı yazılanlar cennete girmeye hak kazanıyor.
 Yalnız bu deftere adınızı yazdırmak o kadar kolay değil. E 8 milyar insan var sıraya girmiş adını yazdrmak için bekliyor. Bunun için tabi ki de bir test olmalı değil mi? Yaşam Kitabına girmek için Lee Man Hee'nin bizzat hazırladığı sınav sorularına doğru cevap vermek zorundasınız. Bu sınavı geçince size içinde onlarca madde yazan bir anlaşma kağıdı veriyorlar. Bu kağıtta ''Tanrı'ya, Shincheonji'ye, Lee Man hee'ye hakaret etmeyeceğim, Burada öğrendiklerimi kötü amaçla kullanmayacağım'' tarzında maddeler var. Bu kağıdı imzaladıktan sonra 2 sayfalık bir kağıt daha uzatıyorlar. Kağıtta annenizin mesleğinden, ailenizin ev adresine kadar kişisel bilgileriniz isteniyor. En küçük bir bilgiyi yanlış doldurmamanız gerekiyor. (İsa korusun Lee man hee sizin yerinize başkasının adını yaşam kitabına yazarsa naparsınız) Artık ölümsüzsünüz! Yani daha sonra öğrendiğimiz şey bütün mutluluğumuzu kursağımızda bırakmıştı. Meğerse 144.000 tamamlandıktan sonra ölümsüz olabiliyormuşuz. Yani şimdi ölürsem ölüyordum gerçekten de:( 
 Adımızın bu deftere (kağıt parçasına) yazılmasıyla ellerine düşmüş olduk. Çünkü her yaptığınız hata da ''yaşam kitabından silinmek mi istiyorsun'' diye tehdit ediliyorduk.

 Shincheonji üyeleri, Kutsal Kitap derslerini öğrettikleri kişileri insan olarak görmez. Onlara ''Balık'' diye seslenir. Mesela yeni üye bulmak istediklerinde ''ben avlanmaya çıkıyorum'', ''bugün 5 tane balık tuttum'' tarzında cümleler kurarlar. 
Yakaladıkları balıkları ''center'' dedikleri binalarına getirirler. Burada öğretilerini anlatır ve ders sonrasında balığın düşüncelerini sorup konuyu anlayıp anlamadığını denetlerler. 
Yine bir gün böyle bir ders sonrası X isimli balık anlatılanlara karşı çıkar ve kendi düşüncelerini söyleyip anlatılanlara inanmadığını belirtir. İkna çabaları boşa çıkan Y isimli  üye sinirlenir ve şu tarz bir cümle kurar: ''farkında değil misin içinde o kadar fazla kötü ruh var ki bu dışına da yansıyor ve pis kokuyorsun!'' 
O gün tekrar kendime sordum ben bu saçma yerde ne yapıyorum? diye..

 Bir akşam Uber kiralayarak 3 Scj üyesi ve ben Center'a dönüyoruz. Yorgun olduğum için gözlerimi kapatıp dinleniyorum. Bu sırada 5 yaşlarındaki küçük kızlarıyla olan sohbetlerini de duyuyorum. Babası küçük kıza ''bu kim?'' diye bir soru yöneltti. Küçük kız hiç düşünmeden korece ''tanrı'' dedi. Merak edip gözümü araladım. Telefonundan gösterdiği fotoğraf sonradan kim olduğunu daha net öğreneceğim Lee Man Hee'ydi.

Bu hikayeyi bizzat yaşayan kişiden duymadım bana üyelerden biri anlatmıştı. Koreli kadın üye Türkiye'ye gönderilmeden önce üstleri buna nasihat veriyor;
-Bak oraya gidince seni üzecek şeylerle karşılaşabilirsin. Kocan sonuçta bir çok kadın tarafından beğenilen bir eğitmen. Olur da seni aldattığını duyarsan serinkanlı ol ve kafana takma. Shincheonji'de ki insanların seviyesi yükseldikçe akılları karışabiliyor. Böyle şeyler sık oluyor.  Sonuçta oraya Tanrı'nın işini yapmaya gidiyorsunuz. Böyle şeylerle kocanı yorma. 
En üzücüsü de bu nasihatleri verenin bir kadın olması...

 Bir gün Center'da 2 Scj üyesi ve ben oturup sohbet ediyoruz. Konu nerden açıldı hatırlamıyorum ama aramızda şöyle bir konuşma geçti;
ben: Buraya getirdiğimiz balıklar yaşam kitabına yazılıyor dimi?
x: Tabiki, hatta kötülükler de yazılıyor.
ben: Nasıl yani? Yaptığımız her şey kayıt altına mı alınıyor?
x: Evet, öyle
ben: Peki kim yazıyor?
x: Şu anda Y isimli üye bunları yazıyor her gün.
ben: Nasıl yani? Her şeyi mi? Neden ki?
x: Daha sonra bunlara bakılarak kimin cennete gireceğine kimin girmeyeceğine karar verilecek. Eğer bunlar olmazsa nasıl bilecek kimin ne yaptığını.
ben: Kim, kimin ne yaptığını bilecek?
x: Öğretmen (Lee man hee'ye öğretmen diyorlar)
ben: Peki diyelim ki ben scj'den kimsenin haberi yokken çok büyük bir günah işledim deftere not alınmadı. Öğretmen nereden bilecek?
x: Tanrı görüyor.
ben: Tanrı görüyorsa neden yazılıyor yaptıklarımız?
x: Daha sonra sana göstermek için kanıt olsun diye.
Anlattıklarına inanamadığım için yanımızdaki diğer Koreli'ye tekrar sordum. O da onayladı söylenenleri.
 Aradan aylar geçti bir gün Türkiye'deki eğitmenle sohbet ediyoruz ve ben ona bu konuşmayı anlattım. Adam şok oldu. Kesinlikle böyle bir şey olmadığını söyledi. Hatta daha önce bahsedilen Y kişisini arayıp ''sen üyelerin ne yapıp yapmadığını kayıt altına alıyor musun?'' diye sordu. İlk defa böyle bir şey duyan Y ''hayır ilk defa duyuyorum böyle bir şey:'', eğitmen tekrar sordu; ''peki biz bu şekilde bir kayıt yapıyor muyuz?'', ''hayır yapmıyoruz''.
Bu komik diyaloglarda kim yalan söylüyor kim gerçek bilmiyorum ama bana gösterdiği şey şu oldu ''ölümsüzlük'' için bu kadar çabalayan, hayatlarını hiçe sayan bu insanlar daha kendi aralarında bile birbilerini yalanlayıp çelişiyorlar.


 Eğitmen, ben daha ona sorularımı sormadan soracağım soruyu bilip cevapladığında hayran hayran ''nasıl ben daha sormadan cevap verebiliyorsun?'' diye sorardım. O da '' ben senin gözüne bakınca ne derdin olduğunu anlayabiliyorum, çünkü içimde tanrının tohumu var'' derdi.
 Shincheonji üyelerinin uzun ve yorucu bir günün sonunda kendi grup üyeleriyle toplantı yapıp gün içinde balıkların durumlarını konuşup ertesi gün onunla ne konuşmaları gerektiğinin planını yaptıklarını o zamanlar bilmezdim.
 Yine bir gün üyelerden birinin telefonunda eski grup mesajlarına bakarken kendi adımı gördüm. Korece şöyle yazıyordu: '' S'nın bugün hiç keyfi yoktu, çok mutsuzdu, ona daha çok sevgi verilsin.''Bu mesajı gördükten sonra her mutsuz olduğum gün mesaj bombardımanına tutulmam anlam bulmuştu.

 Shincheonji'ye 8 senedir hizmet etmiş bir arkadaşım 3 sene sonra Kore'ye ailesini ziyarete gittiğinde bir daha ondan haber alamadık. Daha sonra öğrendik ki ailesi, Kore'de insanları Shincheonji'den kurtarmak için kurulmuş danışmanlık merkezine başvurmuşlar. Havaalanında kızı alıp bir evde tutarak Shincheonji'nin gerçek yüzünü, yalanlarını anlatmaya başlamışlar.
Center büyük bir yas havasında her gün o kız için dualar ediliyor, ağlıyorlar. Ama biri de ''Kore'ye gideyim şu kıza bi bakayım, biz aileyiz sonuçta'' demiyor. Aradan 1 ay geçtikten sonra telefonuma bir mesaj geldi. ''sahte çoban S'nin telefonuna el koymuş. S'nin tüm her şeyini whatsapp, instagram, facebook, twitter, email, skype.. olabilecek her yerden engelliyoruz.''
Gerçekleri öğrenmemizi istemedikleri için tüm üyelere böyle bir emir verip engellettirdiler. Aradan aylar geçti bir gün bu kıza ulaştım ve görüntülü sohbet yaptık. Bana kendisinin Shincheonji'deyken ne kadar aptal olduğunu her şeye ne kadar bu kadar kolay kandığını kendisininde anlam veremediğini anlattı. Ailesi ona Scj ile olan gerçekleri anlattığında ''bu şeytan öğretilerini öğreneceğime ölürüm daha iyi'' diyerek iki defa bileğini keserek intihara kalkışmış. Hatta Scj üyeleri tarafından o kadar doldurulmuşum ki kıza inanmayıp bileklerini gösterip ispatlamasını istedim.
 Shincheonji yüzünden canına kıymaya çalışan sadece bu arkadaşım değil. Yakın zamanda Kore'de  iki kişi daha bu tarikat yüzünden öldü. Fakat Scj suçu kendi üzerine almak yerine ''zorla din değiştirdiklerini'' iddia ettikleri aileleri ve danışmanlık merkezlerini suçluyor.
 Sizce kim suçlu?
 Ölümsüzlük vaadiyle daha 20'sindeki gençleri kandırarak tarikat üyesi yapanlarda mı?
Yoksa..
Yıllardır göremedikleri çocuklarını tarikattan kurtarmak için canlarını bile feda etmeye hazır olan anne babalar mı?
yorum sizin...

Yorumlar