Ana içeriğe atla

Kanserim, ölüyorum!!


 Duygu sömürüsü Scj'nin en sık kullandığı silahlardan birisi. Her zaman zaaflarınızı bilir, buna göre taktik geliştirirler. Her gece seçtikleri kişiyi nasıl kandırıp da Scj üyesi yapabilirler diye saatlerce toplantı yaparlar. 
 Bir gün eğitmenin Kore'ye döneceği ve bir daha geri gelemeyeceğinin haberini aldım. Bunun üzerine vedalaşmak için kendisine mesaj attım. (O dönemde tarikattan ayrılalı 2 aydan fazla olmuştu). Bir kafede oturup sohbet ederken kendisinin çok zayıflayıp çöktüğünü gördüm. Sebebinin tarikattan ayrılan ben ve S'nin(tarikattan ayrılan koreli kız) ölümüne kendisinin sebep olduğunu, bizlere yeterince sevgi vermediği, koruyamadığı için pişmanlık duyduğunu söyledi ve koskoca adam karşımda ağladı. O gözyaşlarını görünce bütün kızgınlığım, kırgınlığım hepsi eridi gitti. Üstüne bir de kendisinde kanser başlangıcı olduğunu ve Kore'de tedavi olup belkide bir daha Türkiye'ye dönemeyeceğini söyledi. Bir daha görüşememe ihtimali üzüntüsüyle o gün ona söz verdim Scj'yle ilgili oluşturduğum bu blogu silmek için. O da bana bir söz verdi; eğer geri dönebilirse haftanın üç gününü hatta istersem her gününü bana ayıracağı konusunda. 
 Kore'ye dönmesinin asıl amacı tarikattan ayrılan arkadaşım S'yi geri getirmekti. Ama kız onunla sadece bir şartla buluşurdu yanında Scj'nin tüm gerçeklerini bilen ve bunun için savaşan kişiyle birlikte gelecekti. Eğitmen tabiki bu teklifi kabul etmedi ve görüşemediler. 
 Döndükten sonra evet sözünde durdu. Nerdeyse her gün benimle buluşuyordu. Görüşmek istemediğim de hediyeler alarak bir şekilde buluşmaya zorluyordu. Birlikte yemek yiyor, alışveriş yapıyor sıradan iki arkadaş gibi vakit geçiriyorduk. Gece 11'de beni arayıp ''sesini özledim o yüzden aradım'' diyecek kadar, telefonlarına cevap vermediğimde merak edip evimin kapısına gelecek kadar ileri gitmişti. Beni kendi dinine inanmaya zorlamıyordu artık. Hatta Tanrı hakkında konuşmuyorduk bile. Tek istediği kendisine tapmamdı ve başardı... 
  Bu sırada benim S ile görüşen tek kişi olduğumu biliyordu. 
 Eğitmen, bir gün bana Kutsal Kitap'tan bir ayet gösterdi. S'nin ayrılmasını kendi günahı olarak gördüğü için karşılığında çok daha fazla çalışıp gerekirse uyumadan, yemek yemeden Tanrı işini yapacaktı. Eğer beni ve S yüzünden tarikattan ayrılanları tekrar Tanrı insanı yaparsa günahlarının bağışlanıp S'nin geri döneceğine inanıyordu. Ben de bu kadar iyi kalpli, saf (!) bu insana yine kanıp, S'nin tekrar Tanrı'ya dönmesi konusunda ona yardım etmeye karar verdim. Her gün S'yi nasıl tekrar Tanrıya döndürebiliriz konusunda planlar yapıyorduk. Onun bu kadar sevgi dolu bir kalple başkaları için çabalaması beni büyülüyordu. Bu kadar kötü kalpli insan arasında tek iyi kalmış biriydi benim için. Nereden bilecektim ki bana gösterdiği onca ilginin Kore aktörlerini aratmayacak bir oyunculuktan ibaret olduğunu. 
 Bir keresinde bana S'yi kızı gibi(!) sevdiğini söylemişti. Eğer evli olmasaymış sırf S'yi tekrar kazanabilmek için onunla evlenirmiş. 
 Meğerse S'nin adına kayıtlı banka hesabında bunların yeni bir Center açmak için Kore'deki  merkezden aldıkları 260.000 tl varmış. O parayı alabilmesi için S'nin bir evrak hazırlayıp onay vermesi gerekiyormuş. Onay vermezse parayı almak mümkün değildi.  Bana o parayı nasıl alabileceğini sordu. Ben de ona yardım edeceğimi S ile konuşup ikna edeceğimi söyledim. Bundan sonra buluştuğumuz her gün bu konuyu koşuyorduk "parayı nasıl geri alabiliriz." 
 Bu şekilde 4 ay geçti ve S, parayı alabilmesi için gerekli evrağı hiç bir zaman göndermedi.
 Bu arada S, hala Scj'deki insanlarla görüştüğümü anladığı için mesajlarıma aramalarıma cevap vermez olmuştu. Benimle artık işi kalmayan eğitmen de aynı şekilde..
 Her gün benimle buluşmak için bahaneler üreten hediyeler alan, beni asla bırakmayacağını söyleyen, Kore'ye gitse bile beni yanında götüreceğine söz veren bu kişi şimdi bırak buluşmayı aramalarımı bile açmıyordu.
 Aradan aylar geçtikten sonra öğrendim ki benim yanımda böyle çok seviyorum, kızım gibi görüyorum onu diyen, yanımda S için ağlayan, onun yüzünden 10 kilo kaybeden, benimle buluştuğunu karısından gizleyen kişi, diğer Scj üyelerinin yanında S ve benim hakkımda hakaretler ediyormuş. Şeytanın ruhunun bedenimizi ele geçirdiğini iddia ediyormuş. Hem S'nin hem de benim ona aşık olduğumuzu anlatıyormuş her yerde. 

 Tanrı adına söylenen yalanlar günah değildir! 
 Scj'deyken yalan söylemeyen birini görmedim. Özellikle de konu bir insanı etkilemekse her yolu denerler. Bir arkadaşım bulduğu balığı daha iyi tanımak ve tarikata üye yapmak için onun gittiği dans kursuna yazdırmıştı kendini, kendini dansa meraklı biri gibi gösterip ilgisini çekmeye çalışmıştı mesela. Ama her yalan bu kadar masum değil.

Kelimelerin anlamlarını yeniden yorumlayıp ona göre inanıyorlar.
Yalan: Tanrının işini engelleyecek her şey. Tanrı'nın işi söz konusuysa insanlara yalan söylemek günah değil. Tek günah Tanrı'nın (lee man hee) nin öğretilerini yanlış anlatmaktır.
Zina: Bizim anladığımız gibi kadın ve erkeğin seks yapması değildir. Tanrı'nın (erkek) tohumu(öğreti) yerine kişinin(kadın) şeytanın tohumunu alması. Bu durumda şeytanla zina etmiş olursunuz.
Erkek: Tanrı öğretilerini aktaran kişi. Bizim bildiğimiz Fatma, Tanrıyı(lee aman hee) yi anlatıyorsa erkektir.
Kadın: Tanrı öğretilerini alan kişi.
(daha fazlası için scj sınav soruları)
Bunun gibi kutsal kitabı kafalarına göre yorumlayıp işlerine nasıl geliyorsa ona göre hareket ediyorlar. 

Bakalım Kutsal Kitap yalan hakkında ne diyor? 


Benim adımla yalan yere ant içmeyeceksiniz. Tanrınız'ın adını aşağılamış olursunuz. RAB benim. Levililer 19:12

Onların görümleri uydurmadır. Yaptıkları yalan peygamberliklere RAB'bin sözüdür diyorlar. Oysa onları ben göndermedim. Yine de söylediklerinin yerine geleceğini umuyorlar. Hezekiel 13:6

Çünkü onlar adımı kullanarak size yalan peygamberlik ediyorlar. Onları ben göndermedim.” RAB böyle diyor. Yeremya 29:9

Ben söylemediğim halde, RAB'bin sözüdür diyorsunuz. Oysa gördüğünüz görümler uydurma, yaptığınız falcılık yalan değil mi? Hezekiel 13:7

O'nun buyruklarını biliyorsun: ‘Zina etmeyeceksin, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, yalan yere tanıklık etmeyeceksin, annene babana saygı göstereceksin.’ Luka 18:20

Peygamberler yalan peygamberlik ediyor, Halkı başına buyruk kâhinler yönetiyor, Halkım da bunu benimsiyor. Ama bunun sonunda ne yapacaksınız?” Yeremya 5:31

 Hile yapmayacaksınız. Birbirinize yalan söylemeyeceksiniz.  Benim adımla yalan yere ant içmeyeceksiniz.  Levililer 19:11-12

Siz babanız İblis'tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. John 8:44

“Yalan söylemek için ülkede dillerini yay gibi geriyor, Güçlerini gerçek yolunda kullanmıyorlar.  Yeremya 9:3

“ ‘Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin. Yasanın Tekrarı 5:20

Yalancı tanık cezasız kalmaz, Yalan soluyan kurtulamaz. Özdeyişler 19:5

Tanrı adına haksızlık mı edeceksiniz? O'nun adına yalan mı söyleyeceksiniz? Eyüp 13:7



Yorumlar